TURKUAZ

FORUMDAN DAHA İYİ YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUN LÜTFEN!!!

...::: TURKUAZ YÖNETİM :::...

Join the forum, it's quick and easy

TURKUAZ

FORUMDAN DAHA İYİ YARARLANMAK İÇİN ÜYE OLUN LÜTFEN!!!

...::: TURKUAZ YÖNETİM :::...

TURKUAZ

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
TURKUAZ

Türkiye'nin Paylaşım Merkezi


    Dağlıca gerçekleri - 4 -

    (psiko m@k)
    (psiko m@k)
    Site Kurucusu
    Site Kurucusu

    Erkek
    Kaplan
    Mesaj Sayısı : 1034
    Yaş : 37
    Nerden : KÜTAHYA
    Ruh Hali : Dağlıca gerçekleri - 4 - Calisi10
    Kayıt tarihi : 06/07/08
    231109

    ÖNEMLİ Dağlıca gerçekleri - 4 -

    Mesaj tarafından (psiko m@k)

    TARAF GAZETESİ YAZI DİZİSİ
    Baskında günah keçisi ilan edilen kaçırılan erlerin PKK’yla üç saat aralıksız çatıştıkları belirlenirken, üç komutanın da aynı gün izin yaptığı ortaya çıktı. PKK’nın bölgedeki hareketliliği ise saldırı öncesi Genelkurmay’a rapor edilmişti.

    Erler çatışmada komutan düğünde
    Taraf, 13 Ocak 2008’den itibaren 10 gün boyunca Dağlıca baskınındaki ihmaller zincirini açıklamaya başladı. Erlerin avukatlarından alınan iki klasör iddianameyi tek tek inceleyen Taraf’ın ortaya çıkardığı gerçekler kamuoyunda deprem etkisi yarattı.
    Dağlıca baskınından önce taburun emniyetini sağlayan bölükteki asker sayısı 250’den 80’e düşürülmüştü. Bu bölükteki askerlerin bir kısmı taburun emniyetini sağlamak için Keri Tepesi’ni tutuyordu. Baskının yapıldığı ve taburu korumakla görevli tepedeki nöbetçi erlerin sayısı 100’den 26’ya indirildi. Baskından yaralı olarak kurtulan Piyade Ufuk Çelik, baskın sonrasında bölükteki asker sayısının azaltılmasıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Taburun emniyetini sağlamak için Keri Tepesi’ni bizim bölük tutuyordu. Bölüğün mevcudu yaklaşık 250 kişi idi. Ancak 20 Ekim 2007 tarihine kadar 1986/3 tertip erler terhis olup gidince, tabur komutanının emriyle her bölükten yaklaşık 30’a kişi seçilip alınarak Buğra Bölük Timi oluşturuldu. Bu tim tabur karargahının olduğu bölgede operasyon için hazır tutuluyordu. Bölük mevcudumuz 80 kişiye düştü. 26 kişi de Keri mevzilerinde 10 gün görevde kalmak durumunda oldu.

    Mevziler boş bırakıldı
    Yeterli sayıda asker olmaması nedeniyle hakim tepeler boş bırakıldı. Her mevzide üç asker bulunması gerektiği halde, bu sayı bire düşürüldü. Her iki uçtaki mevzilerin orta noktasındaki bir mevzi de, yine asker sayısının yetersizliği nedeniyle boş bırakıldı. Hakim tepeler olan Geper, Gerçek Keri ve 2522 rakımlı Oramar Tepesi, asker yetersizliğinden boş kalan mevzilerdendi.
    Bu mevziler PKK’lıların geliş yolu üzerindeydi ve korunmasız oldukları için PKK’lılar bu bölgeleri herhangi bir direnişle karşılaşmadan ele geçirdi, daha sonra da baskın düzenlendi. Hava soğuk olduğu için çadırda ısınan erlerin bir kısmı baskın anında panikten tabura doğru kaçtı.

    Tim bir mermi bile atmadı
    Bir görevi de nöbet tutan erleri korumak olan yeni oluşturulmuş Buğra Bölük Timi, baskın anında taburda bekletilmesine rağmen çatışmaya girmedi, taciz ateşi bile açmadı. Asker sayısının yetersizliği nedeniyle iki ağır makineli silah mevzisinin boş olduğu da ortaya çıktı. MK19 bomba atar mevzi de boş bırakılmıştı. Bunun üzerine PKK’lıların baskından önce görüldüğü bölgeye ateş açıldı. Ancak tüm mermiler ve toplar kısa düştü. Dağlıca’da görevli Piyade Çavuş Ufuk Çelik, bu olayı ifadesinde şöyle anlattı: “Telsizle durumu tabura ilettik. Bu bölgeye taburdan havan ve topçu ateşi açıldı, ama mermiler hep kısa düştü. Havan ve topçu menzili dışında kaldılar.”

    Komutan düğündeydi
    Dağlıca baskınından altı saat önce, PKK’lılar bölgede yine görüldü. Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’in düğünde olduğu ortaya çıktı. Çelik ifadesinde “Tabur komutanı o sırada köydeki düğünde olduğundan üsteğmenimize telsizden herhangi bir emir verilmedi. Bu yüzden bölük komutanımız gece uyumamamız ve dikkatli olmamız gerektiğini söyledi” diyerek yaşananları ve komutanın düğünde olduğunu açıkladı. Dirik baskından sonra Hakkâri Asliye Ceza Mahkemesi tarafından alınan ifadesinde “Baskın günü bölgenin gözetlendiği ve teröristlerin görüntüsü bana telsizle bildirildi” diyerek görüntü alındığını kabul etti.

    Projektörlerle aydınlatma yapıldı
    Baskın sırasında, yüksek noktalardaki bölgeler projektörlerle aydınlatıldığı için nöbet tutan erler çok rahat görülüyordu. Çelik, ifadesinde bu olaya da yer verdi: “Herkes önemli bir olayın olabileceğinden endişe duyarak gerilmişti. Hepimiz diken üstündeydik. O gün sis vardı ve ortalık projektörlerle aydınlatılıyordu. Bu nedenle bulunduğumuz tepede personel, yakın mesafeden rahatça görülüyordu.”

    Nöbete el bombasız gönderildiler
    Dağlıca baskını sonrası ifadeleri alınan tüm erler bölgeye el bombasız gönderildiklerini açıkladı. Erlerin tümü “Son 10 günde, göreve gelirken her askerin üzerinde bulunan taarruz el bombaları savunma bombalarıyla değiştirilmek üzere tabur komutanının emriyle toplatıldı. Biz yeni el bombalarını almadan, yani el bombasız Keri Tepesi’ne gelmiştik. Sadece mevzilerde 30 kadar el bombası vardı. Üç saat çatıştıktan sonra bu bombalar da bitti” şeklinde ifade verdi.

    Komutanın itirafı
    Tabur Komutanı Onur Dirik, Van Askeri Mahkemesi’ne verdiği ifadede erlerin nöbete el bombasız gönderildiklerini kabul etti ve şöyle dedi: “Olaydan önce bir el bombasının pimi çekilirken kaza yaşandı. El bombalarının sakıncalı olacağı düşünüldü. Bu nedenle olaydan önce, arızalı olabileceği gerekçesiyle el bombaları toplatıldı.”

    Çatışan erlere yardım gelmedi
    Er Ramazan Yüce’nin baskın anında erleri teslim olmaya ikna ettiği iddia edilmesine rağmen, çatışmanın başladığı saat 00:20’den, teslim olunan 03:20’ye kadar çatışmanın sürdüğü, bombaların ve mermilerin bitmesi üzerine teslim oldukları ortaya çıktı. Yüce’nin başına saplanmış olan şarapnel parçaları ve PKK’lılarla çatıştığı da erlerin ifadelerine yansıdı.
    Baskın sonrası esir alınan sekiz er, bayrak direği yanında toplu halde bir saat bekletildi. Ardından yaya olarak iki gün süren K. Irak’a intikalleri yapıldı. Bu süre boyunca baskını yapanlar helikopterlerle takip edilmedi. Erlerin kaçırıldığı gerçeği, iki gün boyunca kamuoyundan gizlendi.

    Silahlar tutukluk yaptı
    Başta Keri Tepesi olmak üzere baskının yapıldığı tepelerde askerlerin kullandıkları silah ve uzun menzilli bombaatarların tutukluk yaptığı ortaya çıktı. Tabur Komutanı Dirik mahkemeye gönderdiği tutanakta silahların tutukluk yapmasının mümkün olmadığını belirtirken, tutukluk yapmayan silahların listesini rapor olarak sundu. Ancak daha sonra yapılan incelemelerde silahların tutukluk yaptığı ortaya çıktı.
    Baskın günü taburda bulunan üç komutanın da izinde olduğu ortaya çıktı. Tabur, baskın anında komutansız kalmıştı. Dirik bu durumu şu sözlerle açıkladı: “Bölgede bölük komutanı bulunmamasının sebebi, birinin izinde olması, diğerinin ertesi gün icra edilecek izin konvoyunun yol emniyet görevini sevk ve idare edecek olması ve birinin de birkaç gün sonra yapılacak operasyonun komutanı olarak görevlendirildiği için dinlendiriliyor olmasıdır. Bölgedeki iki bölük komutanı izinli olduğu için lider personelin tecrübe ve yetenek durumu dikkate alınarak gerekli düzenleme yapılmaktadır.”

    Helikopter isteği karşılanmadı
    Dağlıca baskınından iki gün önce PKK’lıların bölgede dokuz katırla görüldükleri tabura üç kez rapor edildi. PKK’lıların bölgede görülmesi üzerine taburdan helikopter talebi yapıldı. Ancak taburun helikopter isteği uygun görülmedi. Piyade Er Recep Can, helikopter isteğinin reddedilmesini ifadesinde şöyle belirtti: “Olay gecesinden iki gün önce öğlen saatlerinde dokuz on katırla üç kişilik görüntü tesbit ettik. Bu görüntü Çağdaş Üsteğmen tarafından tabur komutanına bildirildi. Akabinde kobra helikopter talebinde bulunuldu, ancak talep uygun görülmedi.”
    Bunun yanı sıra çatışma esnasında da helikopterlerin yardıma gelmediği ortaya çıkacaktı.

    Askerler ifadeyi geri aldı
    Taraf’ın ortaya çıkardığı bu gerçekler üzerine 1 Şubat 2008 tarihinde Van Askerî Mahkemesi’nde Dağlıca baskınının ilk duruşması yapıldı. Daha önce medya tarafından vatan hainliği ve ihbarcılıkla suçlanan Er Ramazan Yüce’nin baskının çok önceden komutanlarına bildirdiği ortaya çıktı. PKK’lılar “suya gidiyoruz” şifresini kullanmış Yüce de komutanlarına baskını haber vermişti. Mahkemede kaydı tutulan telsizlerin kayıtlarının silindiği ortaya çıktı.
    Duruşmada ayrıca tutuklu diğer yedi er daha önce Ramazan Yüce hakkında Yarbay Onur Dirik’in yanında verdikleri ifadeyi geri aldılar. Bu da askerlerin baskı sonucu Er Yüce’yi suçladıklarını ortaya koydu. İki gün süren duruşma sonucu tüm askerler tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

    Iğsız’dan Dirik’e plaket
    Ardından 15 Mart 2008’de Taraf, 12 askerin şehit olduğu, sekizinin de rehin alındığı PKK baskınından 15 gün sonra, dönemin 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız’ın saldırıya uğrayan birliğin komutanı Yarbay Onur Dirik’e plaket verdiği ortaya çıktı. Onur Dirik’e ödül veren Hasan Iğsız, bir dönem Dirik’in babası emekli Tümgeneral Erdoğan Dirik’in komutasında çalıştı. Baba Dirik’e bağlı tabur komutanlığı yaptı. Baba Dirik aynı zamanda dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da devre arkadaşıydı. Bir dönem baba Dirik’in emri altında görev yapan Iğsız, yıllar sonra oğul Dirik’e komutanlık yapacak ve Büyükanıtla birlikte kendisini koruyacak kişilerin başında gelecekti.
    Taraf 15 Mart 2008’de Dağlıca baskınıyla ilgili başka bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Dağlıca 3. Motorize Piyade Tabur Komutanlığı’nda 14 Ocak 2008’de malzeme deposunda yangın çıkmıştı. Yangında depoyla birlikte çok sayıda askeri mühimmat malzemesi yanmış ve tamamı kullanılmaz hale gelmişti. Zarar gören malzemeler arasında çok sayıda el bombası, roketatar, havan topu ve silah da vardı. Taburda görevli bir yetkili Taraf’a “Komutanımız Onur Dirik yangına müdahale etmeyip malzemelerin yanmasını seyretti” açıklamasında bulunmuştu.
    Yangın sonrası iki rapor hazırlanmıştı. İlki üç sayfalık zarar gören malzeme listesi, ikincisi ise 40 sayfalık ayrıntılı kaza raporuydu. 45 dakika yangına müdahale yapılmadığı ortaya çıktı. Kaza raporunda yangının elektrik kontağından çıktığı iddia edildi. Bu yangın Dağlıca’da delillerin karartıldığı yönünde iddiaları güçlendirdi.

    İnternete düşen itiraf
    Onur Dirik tüm bu belge ve bilgilere rağmen açığa alınmadığı gibi hakkında her hangi bir soruşturma da açılmadı. Dirik’in internete düşen ses kaydı üzerine Genelkurmay Başkanlığı harekete geçti. Dirik ses kaydında baskındaki hatalarını kabul ediyor ve Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere tüm kuvvet komutanlarına ağır küfürler ediyordu. Baskındaki hatalar üzerine Dirik hakkında soruşturma açmayan kurum, küfürler üzerine kendisini kızağa çekti. Dirik Afyon’da konuşlu İkmal Komutanlığı Lojistik Şube Müdürlüğü’ne atandı.

    Saldırı istihbaratı gelmişti
    Taraf, 25 Haziran 2008’de ise Dağlıca baskınını Genelkurmay Başkanlığı dahil tüm kurumların dokuz gün önce bildiğine dair istihbarat raporlarını yayımladı.
    Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt tarafından da bir gün sonra doğrulanan “İvedi” damgalı, 12 Ekim 2007 tarihli, Van Bölge Komutanlığı’ndan gönderilen “3590-2292-07/İDAM (63939) mesaj no’lu istihbarat raporunda, Dağlıca Taburu’na yapılacak saldırı istihbaratı, Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere tüm birimlere baskından dokuz gün önce şu ifadelerle bildirilmişti:
    “Hakkâri-Yüksekova İkiyaka Bölgesi’nde faaliyet gösteren Zindan sorumluluğundaki TÖ. (Terörist Örgüt) grubunun işbirlikçileri aracılığıyla, Dağlıca 3. Motorize Tabur Komutanlığı’nın faaliyetleri hakkında bilgi almaya çalıştığı, önümüzdeki günlerde Dağlıca bölgesinde bulunan Keri Tepe üs bölgesi ile Geper olarak adlandırılan bölgede icra edilecek faaliyet esnasında askeri birliklere yönelik eylem yapmayı planladıkları...”
    Dağlıca baskının dokuz gün önce bilindiğinin ortaya çıkmasının ardından bu kez de Ergenekon iddianamesinin delil klasörlerinden birinde, Kurmay Albay Onur Dirik’in baskından yaklaşık bir yıl önce Ergenkon zanlısı Asuman Özdemir’le yaptığı haberleşme kayıtları ortaya çıktı. Dirik yakın ilişki içinde olduğu anlaşılan Asuman Özdemir’e dağlıca fotoğrafları ve kimi askeri bilgileri mail yoluyla yollamıştı. Yarbay Dirik’in Ergenekon zanlısına gönderdiği fotoğraflarda askerlerin konuşlandığı tepeler, stratejik noktalar ve hareket biçimleri gibi hayati bilgiler, sanki üste brifing veriyormuş detaylılığında, oklu açıklamalarla aktarılmıştı.
    Bu yazıyı burda paylaş : reddit

    Yorum yok.

      Similar topics

      -

      Forum Saati Salı Mayıs 07, 2024 11:42 am